Garip anlamsız bir huzur var içimde .Anlatmaya ne kelimeler yeter nede kalemim .
Huzur ; Savaşmakdan harap bitap düşmüş , son bayrağı düşman eline vermeyen askerin matarasındaki viski , Çok oynamakdan terleyip hasta olmuş çocuğa içirilen nane-limondur… İkisininde içtiği farklıdır … Biri Viski , biri nane-limon… O kadar zor gelirki içmek , sonunda savaşmakdan ve oynamakdan nefret edersin … Huzur paradoksdur , Kadim çelişkilerin bulunduğu duygudur …
Huzur ; Yıllarca ailesine hizmet etmek için canını dişine takmış , saçını süpürge etmiş anne’ye evlilik yıl dönümünde ‘ akşam nereye gitmek istersin ? ‘ sorusuna anne’nin vereceği cevaptır …
Huzur ; Zamanın nasıl geçtiğini fark etmeden boş geçirdiğin zamanlara sövmekdir … Defalarca ayrılan sevgili’nin ‘git artık’ deyişindeki tek güvendiği dayanakdır …
Huzur ; Mevsimler kadar zıt … İlkbaharla canlanan böcekler , yeşeren çicekler ve ağaçlar değil ! yeni gelen sevgilinin hissettirdiği heyecandır … Sonbaharla gelen yalnızlığın ve kaybolan heyecanın yansımasıdır …
Diyeceğim şudur dostlar … ‘’Huzur bir anlık , iyi veya kötü olduğunda yanında olan bir dost , yaman çelişkileri içinde bulunduran ve gönül ateşine serpilen bir damla sudur …’’
Geldiği zaman gitmesini hiç istemeyeceğimiz , hatta ayaklarına kapanıp yalvaracağımız en güzel duygudur .
Ali Paşa Çevik
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder